Kayıtlar

Yazmak ya da yazmamak bütün mesela bu

Resim
Hep yazmayı seven biri olmuşumdur. Belki konuşmayı daha az sevdiğim için, belki yazışmalar kalıcı olduğu için. Malum hafızam pek iyi değildir. Bunu avantaja çevirip iyi not almakla övünürdüm okul zamanlarında, işte o zamanlarda da yazmaya başladım. Bilen bilir yıllarca İtüSözlükte hem yazdım hem moderatörlük yaptım. Yani yazmayı sevdiğim kadar okumayı da severdim. Fakat yıllar geçtikçe hem vakit azaldığından hem de hayattan beklentiler ve sabır seviyesi değişince, hem yazmayı hem okumayı bıraktım. Halbuki yazmak insanı rahatlatan bir şey. Eve tıkalı kaldığımız bugünler, şöyle bir durup düşünüp hayatımızı, bugüne kadar yaptıklarımızı gözden geçirmek, gelecek planı yapmak için çok da uygun bir zaman. Bu da bana neden ben gene yazmıyorum diye fikir verdi ve blogu hatırladım. Alındığından beri hiç yazmadığım bu bloğu. Ne kadar şimdi dünyanın neresinde olursak olalım dört duvar arasına kısıldıysak da, sağlığımız elverdiği müddetçe bu süreç sonunda yeniden hayata karışacağız. Normale döne
Resim
VAMOS COMEÇAR :) Sevgili eşim, sana söylüyorum :) neden yazmayalım? Bunca yaşanmışlıktan geriye neden hiçbir iz kalmasın? Her şey ama her şey hayat, seyahat, yemek, politika hatta sıkıcı bir iş gününün içinde olan onlarca şey... Hiçbiri sebepsiz olamaz ve biz küçük notlar ile belki de sebebini bulacağız tüm bu olanların. Bizden sonrakilere de uzun uzun söylemek isteyip fırsat bulamadığımız şeyleri hatıra bırakmış oluruz, ne dersin? Hadi başlayalım :)